Normal Doğum mu Sezaryen Doğum mu?

Gebeliğin ilk anından itibaren anne ve baba adayını en çok düşündüren ve karar vermede zorlayan doğumun nasıl olması gerektiğidir. Anne adayının kararsız olmasında en büyük etken aile ve yakın çevrenin doğumla ilgili tecrübelerini ve düşüncelerini anne adayına aktarmasıdır.

Bütün gebeliklerde normal doğum yapılmasına engel bir durum yoksa normal doğum yapılması düşünülmeli, Eğer Gebelik veya doğum esnasında bir sorun yaşanırsa ancak o zaman sezaryen doğum düşünülmeli. Doktorunuzun, gebelik şeklinin nasıl olacağı ile ilgili görüşü 36. -37. Haftalarda netleşir ve bu haftalarda size doğumla ilgili düşüncelerini aktarabilir. Her iki doğum şeklinin avantajları da dezavantajları da vardır. Karar verirken bunu göz önünde bulundurmakta fayda var.

Normal Doğum:

-Normal doğum normal bir süreç olduğundan doğum bittiği andan itibaren doğum biter ve anne normal hayatına döner sorun yaşanma olasılığı düşüktür. Doğumun epidüral anesteziyle yapılması doğum sancılarının azaltılması açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Anne bebeğini daha kısa sürede emzirmeye başlar -Annenin hastaneden çıkma süresi daha kısadır. -Normal doğum esnasında doğum kanalından geçen bebeğin akciğerleri soluk alıp vermeye daha elverişlidir. -Anne ve bebek arasındaki bağ daha kuvvetlidir. -Bazen normal seyrinde giden doğum esnasında şartlar aniden değişebilir. Bebek ve anne için risk teşkil eden durumlar ortaya çıkabilir. Doğumun uzaması veya duraklaması bebeğin uzun süre oksijensiz kalmasına neden olur buda zeka-motor geriliğine yol açabilir. Ikınmanın yetersiz olması bebeğin kalp atışlarının zayıflamasına neden olabilir. -Annede normal doğum esnasında bazen yırtıklar oluşabilmekte bu da idrar ve dışkı tutamama sorununu ortaya çıkarmamaktadır. -Normal doğum genital bölgelerde sarkama, gevşemelere neden olabilir. Ancak bu sorunlar basit operasyonlarla giderilebilir.

Sezaryen Doğum:

İstatistiklere bakacak olursak sezaryen doğum oranı tüm dünyada büyük artış göstermektedir. Bu oran Türkiye’de Batı Ülkelerine oranla daha yüksektir.  Sosyal çevremizde bulunan arkadaşlarımızın ve  aile bireylerimizin  yaşamış olduğu kötü  tecrübelerini ve düşüncelerini bize aktarıyor olması, Normal doğum esnasında vücudumuzda  yırtıklar, sarkmalar, gevşemeler  oluşacağı düşüncesi ve doğum esnasındaki ağrılar anne adaylarında sezaryen doğuma yönelimi artırmaktadır. Sezaryen doğum bebek açısından riski en aza indirgenmektedir. Ancak bebeğin akciğerlerindeki suyun doğum kanalından geçerek atamaması geçici solunum sıkıntısı oluşturabilmekte ve Bebeğin yoğun bakımda kalmasına neden olabilmektedir. Genel Anestezi riskinin olması, hastanede kalma süresinin daha uzun olması , normal hayata dönmenin daha uzun sürmesi, Ameliyat sonrası ağrıların daha fazla olması, ameliyat bölgesinin iltihaplanma ihtimalinin olması, karın içi ve dikiş ağrılarının uzun süre geçmemesi , karın içinde yapışıklığın olması sezaryen doğumun dezavantajları arasında yer almaktadır.

Hangi Durumda Sezaryen Doğum olmak gerekir

Bebeğin kalp atışının bozulmuş olması

Bebeğin oksijensiz kalmış olmasından şüphelenmek

-Bebeğin duruşunun ters olması ve ağırlığının fazla olması (4000 gr ve üstü)

-Vajinal muayene ile çatı darlığı olduğunun saptanması

-Önceki doğumun sezaryen olması.

-Hamilelik esnasında oluşan yüksek tansiyon.

-Vajina daraltma ameliyatı olmak .

-Bebeğin gelişmemiş olması.

-Bel fıtığı, yüksek tansiyon ortopedik hastalıklar(ıkınmayı zorlaştırabilir.)

-Çoğul gebelik durumlarında

-Vajinal bölgede bir hastalığın olması

-Rahim ağzının plesentayla kapatılması gibi durumlarda sezaryen doğum yapmak gerekmektedir.

Hadi siz de yorum yapın

Your email address will not be published.