Anne adaylarının en önemli dönemlerinden biri olan hamilelik belirli aralıklarla kontrol olmayı gerektirir. Çünkü bazen ufak belirtilerle ortaya çıkan hastalıklar olabildiği gibi, hiçbir belirti yokken anne adayının ve bebeğin hayatını tehlikeye sokabilecek rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu nedenle oluşabilecek herhangi bir hastalığın önceden tespit edilebilmesi açısında yapılacak olan kontroller büyük önem taşımaktadır.
Myom
Myomlar rahmin kas tabakasında oluşan iyi huylu tümörlerdir. En çok görülen rahim tümörleridir. Myomlar kadınların büyük çoğunluğunda görülebilmekte ve gebelikte büyük sorunlara neden olmamaktadırlar. İlk gebeliğini yaşayan anne adaylarında daha sık görülmekle birlikte yaşı ilerleyen anne adaylarında da myom görülme olasılığı artar. Submuköz veya intramual yerleşimi olan myomlar tekrar eden düşüklere, erken doğuma ve fetusun anormal bir şeklide yerleşmesine neden olabilir. Bu durumlar da sezeryanlı doğum olasılığını artırır. Myomlar östrojen hormonuna bağlı olarak gebelik döneminde büyüme gösterebilirler.
Yumurtalık (Over) Kistleri
Kadınların büyük çoğunluğunda görülen yumurtalık kistleri gebelik dönemlerinde de saptanabilir.
Gebelikten önce oluşmuş olan bir yumurtalık kisti gebelik esnasında tespit edilebildiği gibi, gebelikteki hormonların artışı ve yumurtalıkların aşrı uyarılması yeni kistlerin oluşmasına da neden olabilir. Basit kistlerde normalin dışında bir bulgu bulunmadığı sürece sürekli kontrolü yapılmalıdır.
Fakat bazı büyük kistlerde kanamalar, yırtılmalar ve ters dönme gibi anormal durumlarda anne adayı bilgilendirilerek en kısa sürede incelenmelidir. Gebelikte tespit edilen kistler ultrasonla detaylı bir şekilde incelenebilir.
Bazı kistlere gebelik esnasında cerrahi işlem uygulanmamakla birlikte, bazı kistlere ise gebelik haftasına bakılarak cerrahi işlem uygulanabilmektedir. Yumurtalık kistlerinin bebek üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi bulunmadığını da belirtmekte fayda var.
Plasentanın Doğum Kanalını Kapatması (Plasenta Previa)
Bazı hamileliklerde bebek eşinin bebekten daha aşağıda olması ve doğum kanalını tamamen kapatması durumudur.
Doğum kanalının kapatılması halinde bebek aşağıya doğru indikçe plasentaya denk gelerek baskı yapacak ve kanamaya neden olacaktır. Bu kanamalar bebeğin eşinden erken ayrıldığı durumlarında olduğu gibi gebeliğin son aylarında meydana gelmekte, ciddiyetine göre anne ve bebekte hayati tehlikeye neden olabilmektedir. Aşırı kanamalar, oksijensiz kalma ve kanama anne ve bebeğin ölümüyle sonuçlanabilir.
Aralıklı hafif kanamalı, sancısız gebeliklerin takibi yapılarak müdahale edilmeden izlenebilir. Ancak aşırı kanamalı gebelikler hayati riskler taşıması nedeniyle acilen sonlandırılmalıdır. Sadece kan değerlerinin düştüğü fakat bebeğin sağlıklı olduğu durumlarda anneye kan ve kan ürünleri takviyesi yapılarak bebeğe müdahale edilmeden gebelik takibi yapılabilir.
Normal doğumun mümkün olmadığı durumlarda bebeğin, akciğerlerinin yeterince gelişimi beklenerek uygun gebelik haftasında sezaryen doğum yapılabilmektedir.
Makat Doğum (Bebeğin Ters Gelmesi)
Normalde bebeğin doğum kanalına başı ile girmesi gerekirken, anormal bir şekilde kalçası veya ayakları ile girmesi durumudur. Makat doğumun en sık görülen nedeni erken doğumdur. Erken gebelik haftalarında makat geliş pozisyonunda duran bebek ağırlığı az olduğu ve hareket kabiliyeti fazla olduğu için baş aşağı pozisyonunu alabilmektedir. Doğuma yaklaştıkça bebeğin ağırlığının artması ve hareket kabiliyetinin azalması nedeniyle, makat gelişten baş aşağı gelişe dönmesi zorlaşmaktadır.
Makat doğum riskli bir doğum şekli olduğundan; kaçıncı gebelik olduğu, bebeğin başının pozisyonu, haftası, ağırlığı, anne adayının daha önce makat doğum yapıp yapmadığı, doğum sancıları ve doğum kanalının uygunluğu gibi konular göz önünde bulundurularak doğumun nasıl yapılacağı konusuna karar verilmelidir.
Makat Doğumda Görülen Riskler:
Makat doğumlarda baş aşağı doğumlara göre bebek yaralanmaları ve ölümleri daha yüksektir. İri bebeklerde bu oran daha da yüksektir. Makat doğumlarda kordon sarkması, boyun çıkığı, kalça çıkığı, omuz çıkığı, boyun sinir köklerinde zedelenme, boyun kas zedelenmesi, karaciğer yaralanmaları, böbrek yaralanmaları gibi riskler bulunmaktadır. Bu gibi riskli gebeliklerde sezaryen ile doğum gerçekleştirilmelidir.
Gebelikte Hipertansiyon
Tansiyonun yüksek olması durumuna hipertansiyon denir. Tansiyonun en uygun değerleri; büyük (sistolik) tansiyon 120, küçük (diastolik) tansiyon 80’dir. Hipertansiyon Hamilelikte en çok görünen kronik hastalıklardan biridir. Baş ağrısı tansiyonun en belirgi belirtilerinden biri olup, felç, inme, kalp kiriz, beyin kanaması gibi sonuçlar doğurur.
– Hamilelikten önce hipertansiyon olan anne adayları ‘Kronik Hipertansif Gebe’ olarak adlandırılır. Kronik hipertansiyon 20. gebelik haftasından itibaren gözaltındaki belirtilerden anlaşılabilmektedir.
– Gebeliğin İndüklediği Hipertansiyon; Hamileliğin ağırlaştırdığı ya da geçici hipertansiyon olarak da bilinir. Gebelik dolayısıyla tansiyonun yükseldiği ve sonrasında da devam ettiği durumdur. Gebelikte belirli aralıklarla tansiyon yükselmesi görülür. Protein kaybı ve ödem bu durumda görülmez.
– Superimpoze preeklampsi; daha öncesinde görülen hipertansiyonun gebelikle gelişen preeklampsi ilerlemesi durumudur. Tansiyonun yükselmesi ile birlikte vücuttaki protein kaybı ve ödem tanı konmasında en önemlidir.
Preeklampsi ( Gebelik Zehirlenmesi )
Gebelikte tansiyonun yükselmesi el, ayak ve yüzde ödem(şişkinlik) oluşması, proteinin idrarla fazla atılması durumudur. Preeklampsi hafif ve şiddetli olmak üzere iki şekilde görülür
Hafif Preeklampside, tasiyon 140/90mmHg veya üzerinde seyreder ve protein atılımı daha azdır.(günde 300mg’dan fazla)
Şiddetli Preeklampside, tansiyon 160/110 ve üzerinde seyreder ve protein atılımının da günde 2 gr’dan fazla olduğu görülür. Proteinin fazla atılımı karaciğer fonksiyonlarının yükselme, trombosit sayısında ve pıhtılaşma faktörlerinde azalma olabilir. Artmış olan damar içi basıncı nedeniyle tüm organlar ve kandaki tüm hücreler etkilenebilir. Preeklampsi anne ve bebek ölüm nedenleri arasında ciddiyetini korumaktadır.
Anne için Riskleri
_ Gebelik zehirlenmesi ve sara nöbetlerine benzer nöbetler görülebilir.(Eklampsi)
_ Karaciğer fonksiyonlarının yükselmesi, karaciğerin hasar görmesi, kan hücrelerinde yıkım, Trombositlerde yani kan hücrelerinde azalma görülebilmektedir.(Hellp sendromu)
_ Bütün vücutta yaygın kanama pıhtılaşma bozukluğu görülebilir.(Dık)
_ Beyin hasarı görülebilir(Hipertansif Ensefalopati)
_ Beyin kanamaları, oksijensizlik, enfarkt ve beyin ödemi
_ Felç, görme bozukluğu, böbrek yetmezliği, doğum sonrası kanama
_ Akciğer ödemi ve akciğer hasarı(ARDS)
_ Karaciğer hasarı, karaciğer yırtılması, kan birikmesi
_ Çoklu organ yetmezliği, kalbin durması, ölüm ile sonuçlanabilir.
Bebek için Riskleri
_ Bebek eşinin erken ayrılması ve kanama.(Plasenta dekolmanı)
_ Bebekte gelişme geriliği görülebilir.(IUGR)
_ Sıkıntılı Bebek(Fetal distres)
_ Erken doğum (Prematür)
_ Erken doğuma bağlı olarak yaş akciğer hastalığı, enfeksiyon, metabolik problemler, bebek ölümleri görülebilir.
Eklampasi
Preeklampasi (Gebelik zehirlenmesi) hastalarının nöbet (kriz) geçirmesi halidir. Eklampaside sara nöbetinde olduğu gibi kol ve bacaklarda kasılmalar, görme bozukluğu, tansiyonun yükselmesi, geçici bilinç kaybı gibi durumlar görülebilmektedir.
Ekpalmpasi krizi geçiren ve aşırı yüksek tansiyonu olan hastalarda tek ve kesin tedavi doğumun gerçekleştirilmesidir. Aksi takdirde nöbetler artar ve anne hayatının tehlikeye girme riski artar.
Eklampasi nöbetleri gebelikte 20. Haftadan sonra görülmeye başlar. Doğum esnasında ve doğumdan sonraki 48 saat içerisinde de görülebilir.
Hellp Sendromu
Preeklampside en ağır seviyedir. kan hücrelerinin yıkımı, Karaciğer hasarı ve karaciğer enzimlerinde artış ve trombositlerde (pıhtılaşma görevi gören hücreler) azalma görülür. Oldukça ciddi ve hayati tehlikesi olan durumdur. Gebelik hemen sonlandırılarak gerekli tedavilerin hemen başlaması gerekmektedir. Hellp sendromu saptandığında, trombositler fazla düşmediği ve preeklampsinin ağır olmadığı durumlarda bebek ve anne için yoğun bakım şartlarının uygun olduğu bir hastanede anne adayı sürekli ve dikkatli izlenerek bebek büyüyene kadar beklenebilir.
Baş ağrısı, mide ağrısı, el ve ayakta şişme, karın ağrısı gibi şikayetler olabilir. Az da olsa bebek hareketlerinde azalma sancı ve kanama görülür. Bebek durumunun değerlendirilmesi için gerekli incelemeler yapılır. Gerekli görülen hastalarda doğum yapılır. Doğumun gerekmediği durumlarda hasta takibe alınır.